Sıkı takipçilerim bilir, zengin ve yakışıklı bir aristokrat iken her sabah röteşambırımı giyer, taze sıkılmış portakal suyu ile kahvaltı yapar, akşamları bizzat kendi ellerimle dünya mutfaklarından seçtiğim yemekleri yapardım.
Ekonomik sıkıntılar nedeniyle orta halli ve yakışıklı bir aristokrat seviyesine düştüğüm için çizgili pijamalarımı giyip, zeytin peynir ile kahvaltı yapıp, hafta da bir de yine kendi ellerimle mütevazi akşam yemeği hazırlıyorum.
*
Aydın Büyülşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu emekli ve çocuğu okula giden anneler için iki proje geliştirdi ve açlıkla mücadele eden halkımız bir nebze rahat nefes alsın diye Halk Ege Et şubelerinde yüzde 20 indirim uyguladı.
*
Halktan kopuk, kendi küçük dünyalarında yaşayanlar da bunu nasıl eleştireceklerini bilmediler ve “İndirim yok” yalanını piyasaya sürdüler.
Halk Ege Et’de normal kıymanın kilosu 330 lira.
Emekli bu kıymadan ayda 4 kilo yüzde 20 indirimli alabiliyor.
Piyasaya baktım.
Market ve kasap isimlerini yazmayacağım.
Dana kıyma (Yüzde 20 yağlı) 479 lira.
Dana kıyma (Yüzde 15 yağlı) 455 lira.
*
Hiç duydunuz mu bilmem Dana Tranç diye bir et var.
But kısmının iç kısmından çıkarılan tamamen yağsız bir et türü.
Dana Tranç’tan alıp kıyma da çektirebiliyorsunuz.
Halk Ege Et’de kilosu 390 lira.
Emekli bu eti de yüzde 20 indirimli alıyor.
Aynı et piyasada 499 lira 90 kuruş ile 689 lira 99 kuruş arasında satılıyor.
Yani Halk Ege Et zaten piyasanın altında satış yaparken, bir de emeklilere yüzde 20 indirim yapıyor.
*
Ben üşenmedim gittim araştırdım, siz de araştırabilirsiniz.
*
Aydın’da yaşayan 286 bin emekli, bir yandan Halk Ege Et’den ucuz ve sağlıklı et alabilmenin keyfini yaşarken, diğer yandan da seçim öncesi hükümetten müjde bekliyordu.
Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda son noktayı koydu.
"Yüksek enflasyon ortamında emekliye ne verirsek verelim dipsiz kuyu misali kaybolup gidiyor. Önce enflasyonu kontrol altına almamız gerekiyor" dedi.
*
Yani “Zam yok, enflasyon düşene kadar ölmemeye çalışın” denildi.
*
Oysa “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” anlayışını kendine düstur edinmiş bir devlet anlayışımız vardı bizim.
*
Vatandaşını düşünen hükümet enflasyon ile mücadele ederken, açlık sınırının bile altında yaşayan emekliye seyyanen zam yapar, vatandaş en azından kirasını ödeyebilecek, mutfağına iki lokma sokabilecek duruma gelirdi.
Fiyatları kontrol altına almak için çalışma yaparken, açlık sınırının altında yaşamaya çalışan insanlarını sefil etmezdi.
Ancak gördük ki, şuana dek kontrol altına aldıkları tek şey emekli maaşları.
*
Abidik gubidik tik tok videoları çeken, her biri sinema sanatçısı edasıyla reklam filmleri kurgulayan, adeta belediye başkanı değil de sosyal medya fenomeni olmak için uğraşan ve bu saçma sapan seçim kampanyalarına nereden buldukları belli olmayan milyonları harcayanlar elbette bu halkı anlayamaz.
*
Bu seçim, harçlık isteyen çocuğuna bir kez bile “Yok” demek zorunda kalmayan sandıktan çıkmayı bekleyenler ile “Evde pişirecek bir şey kalmadı. Ev kirasını nasıl ödeyeceğim?” diye kara kara düşünen kuyunun dibindekilerin seçimidir.
GÜNÜN SÖZÜ
“..kıymeti pek idi ‘hak’ pazarında, sattılar vefayı bit pazarında..”
GÜNÜN TESPİTİ
“..onlar ‘dava’ derler, davayı satarlar.. toprak tükenirse havayı satarlar.. mecnun hallerine bakıp aldanmayın, menfaat görünce ‘leylayı’ satarlar..”
BEN
“..ben bazılarının yaş, cinsiyet ve sosyal statü ayırt edilmeden belli aralıklarla dövülmesini, böylece hepsinin kendine geleceğini savunuyorum..”
KADINLAR&ERKEKLER
“..arazi eve, at yere, kadın erkeğe yakın olmalıdır..”