Zengin ve yakışıklı bir aristokrat olduğum için, kaç lira mazot yakacağımı hiç düşünmeden geçtiğimiz hafta İzmir’e annemlere gittik. 

İzmir dönüşü bir mekanda mola verdik.  

Ben bir çay, Funda da kahve söyledi. 

Güzel bir mekan olduğu için sevgili karım Funda’ya “Çocukların karnını da burada doyuralım” dedim. 

O sırada menüyü inceleyen Funda, “Manyak mısın?” dedi ve menüyü uzattı. 

Hamburger 480 lira. 

Çay 75 lira. 

“Ohaa” diye aristokrat kimliğime hiç yakışmayan bir kelime çıktı ağzımdan. 

O sırada çay ve kahve geldiği için öpülmeye razı olduk. 

* 

Oradan kalktık ve çayın 20 lira olduğu başka bir mola yerinde karnımızı doyurduk. 

980 lira ödedik. 

Bir önceki yerde fiyatları gördüğümüz için inanın makul geldi. 

Yine de kendimi zengin ama enayi gibi hissetmeme engel olamadım. 

* 

Ev kirasının asgari ücreti geçtiği bir zamanda, Aydın’da birçok mekanda çayın 30 lira olması normal gibi geliyor ama dürüst olalım normal değil. 

* 

Dün de Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Savaş’ın seçim çalışmalarını takip ettim. 

Mustafa abiyi severim. Kendisiyle hiçbir sorunum yok. 

Kendisi siyaset yaptığı için olsa gerek, konuşmasında Aydınlı vatandaşların Türkiye’nin en pahalı suyunu içtiğini ve kendisi başkan seçilirse yüzde 50 indirim yapıp, beş yılda hiç zam yapmayacağını söyledi. 

* 

Siyaset yaparken insan biraz gerçeklikten uzaklaşabiliyor. 

* 

Ben araştırdım. 

En pahalı su İzmir’de.  

Bir ton su İzmir’de 33 lira 13 kuruş. 

En ucuz su da Diyarbakır’da. 

Bir ton su Diyarbakır’da 3 lira 80 kuruş. 

Balıkesir’de 16 lira 36 kuruş, Denizli’de 11 lira 40 kuruş, Manisa’da 20 lira 19 kuruş, Gaziantep’te 25 lira 50 kuruş.  

Aydın’da ise bir ton su 11 lira 46 kuruş. 

Yani komşumuz Denizli ile neredeyse aynı. 

Cumhur ittifakının belediyeleri olan Manisa, Samsun, Sakarya ve Bursa, Aydın'dan daha pahalı. 

* 

Ayrıca bir iki ay önceki meclis toplantısında Cumhur İttifakı Aydın’da suya zam talep etmişti. 

Özlem Çerçioğlu da yapmayacağını söylemişti. Arşivlerde duruyor o gün yapılan haberler. 

Mustafa abinin bundan haberinin olmaması mümkün değil. 

* 

Bakkala gittiğinizde 0.5’lik suyu minimum 5 liraya alıyorsunuz. 

Aynı suyu kafede içtiğinizde minimum 15 lira ödüyorsunuz. 

Bu kimsenin zoruna gitmiyor da bir ton suya 11 lira ödemek mi zoruna gidiyor gerçekten merak ediyorum. 

* 

İşin goy goyu bir tarafa ben size kanundan bahsedeyim. 

Su ücretleri tarifelerinde 2560 sayılı İSKİ kanunu 23’üncü maddesine göre hesaplama yapılır.  

Bu hesaplamada işletme giderleri, yani elektrik, akaryakıt, personel, hammadde, malzeme alımı ve benzeri harcama kalemleri ile amortisman giderleri, yapılan yatırımların yıllık payına düşen miktar hesaplanarak maliyet belirlenir.  

Bu maliyetin altında tarife belirlemek kanun ve mevzuata aykırı olduğu için suç teşkil eder. 

Kamu zararı oluştuğu için de belediye başkanı yargılanır, hapis cezası bile alabilir. 

İSKİ kanunu dışında maliyetin belirlenmesine dair bir mevzuat da yok. 

* 

Şimdi buraya kadar anlaşıldıysa, Mustafa Savaş nasıl olur da suya yüzde 50 indirim yapabilir? 

Kanuna karşı gelerek mi yapacak? 

* 

Bir daha yazayım. 

“2560 sayılı İSKİ kanunun 23’üncü maddesine göre hiçbir su ücreti maliyetinin altında satılamaz”  

* 

Diğer yandan su fiyatının içinde Çevre Temizlik Vergisi var. 

Katma Değer Vergisi ve ilçe belediyesinin almış olduğu katı atık bedeli var. 

Yani bir su faturasında ortalama %25 civarında devletin vergisi var. 

Yani devlet, halkın en temel ihtiyacı olan su’dan vergi almasa en fazla yüzde 25 ucuzlar. 

* 

Bu ‘su’ konusu ne zaman gündeme gelse Dikili’nin eski Belediye Başkanı Osman Özgüven’i hatırlarım. 

Osman Özgüven, İzmir’de çalıştığım dönemlerde tanıdığım bir belediye başkanıydı. 

Bir gün meclisten bir karar geçirdi ve “Su yaşam hakkıdır. En temel ihtiyaçtır bedava olması gerekir” diyerek 10 tona kadar suyu Dikili halkına bedava yaptı. 

Vay sen misin bunu yapan. 

O dönem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olan Melih Gökçek, Osman Özgüven hakkında “Görevi kötüye kullanmak” gerekçesiyle dava açtı. 

“Suyu bedava veremezsin” dediler. 

Osman Özgüven de parasız olan 10 tona kadar su kullanım bedelini 1 kuruş yaptı. 

Maliyetin altında verdiği için 12 yıl hapis cezası ile yargılandı ve filmin sonunda görevden alındı. 

* 

Bakın, hiç kimse dört dörtlük değildir.  

Özlem Çerçioğlu da insandır ve her insan gibi kusursuz değildir. 

Bir insanın kusursuz olduğunu düşünmek de sadece ahmaklıktır.  

Kaldı ki, bir milyondan fazla insanın yaşadığı bir kenti yönetirken birçok hata yapılabilir, eksikler olabilir. 

* 

Son günlerde yaptığı tüm konuşmalarda “Aydın algı ile yönetiliyor, ben akıl ile yöneteceğim” diyen Mustafa Savaş’ın özellikle su ile ilgili söylemleri maalesef sadece bir algı yönetimidir. 

Akıl ile yöneteceğini söylerken ‘Algı’ ile oy toplamaya çalışmak da büyük bir çelişkidir. 

GÜNÜN SÖZÜ 

“..kokan ayaksa ‘çorap’ değiştirmenin faydası olmaz..” 

GÜNÜN TESPİTİ 

“..bazen küçük şeyler, kalbinizde en fazla yer kaplayan şeylerdir..” 

BEN 

“..ben atımı da ‘itimi’ de iyi tanırım.. vakti gelince atımı nallamasını, itimi bağlamasını bilirim..” 

KADINLAR&ERKEKLER 

“..şöminenin ateşini ‘odun’, erkeğin ateşini ‘kadın’ harlar..”