BİZ BUNU HAK ETTİK

Cem Ulucan

10 ay önce

Öz eleştiri, insanın kendi davranışlarını sorgulamasıdır.

Yani insanın kendi kendisini eleştirmesidir.

Öz eleştiri yapabilen biri aynı zamanda yaptığı hatalardan ders çıkarabilen insandır.

Öz eleştiri yapabilen biri olmanın en önemli avantajı da budur.

Yani öz eleştiri yapmaktan kaçınmayan insanlar hatalarından ders çıkarabilir. Bu hataları neden yaptığına dair kendisini sorgular.

Bu sayede öz eleştiri yapan bir insan kendisini geliştirme yolunda da önemli bir adım atmış olur.

Bir süredir kendi köşeme çekildim ve Aydın’da birbirlerine sallayan gazetecileri izliyorum.

Öz eleştiri yapmaktan kaçınan ancak diğer meslektaşlarını eleştiren gazetecilerin düştüğü duruma üzülüyorum.

Her birimiz, halkın gerçekleri öğrenmesi adına icra ettiğimiz mesleğimizin ilkelerini unutmuş, belediye başkanlarının, siyasilerin, iş adamlarının basın danışmanı gibi olmuşuz.

Herkes paranın peşinde koşunca da toplum, “Ver parayı istediğini yazdır” gazeteciliğine alışmış.

Doğal olarak, inandırıcılık kalmamış.

Biliyorsunuz dün, Didim’den Bodrum’a feribot seferleri başladı.

Aydın Büyükşehir Belediyesi ile Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından ortaklaşa yapılan proje kapsamında düzenlenen törene CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı.

Saat 14.30 olarak duyurulan tören, Genel Başkan Özgür Özel’in önceki gün yanan orman alanlarında inceleme yapması nedeniyle saat: 15.30’a ertelendi.

Program saat: 16.30 gibi başladı.

Törenin yapılacağı alana geldiğimde bazı gazetecilerin alana girmekte zorlandığını gördüm.

40 derece sıcakta misafirler için hazırlanan gölgelikli bir alana sandalyeler dizilmişti.

İzmir’den davet edilen gazeteciler, o gölgelikli alanda sandalyelerde kendilerine ayrılan yerlere oturmuştu.

Hemen hemen hepsi eski arkadaşım olduğundan onlarla selamlaşıp, sohbet ettim.

Sonra döndüm Aydın’ın yerel basınını izledim.

40 derece sıcakta bir gölgelik yer bile ayrılmamış bizim garibanlara.

Nerede bekleyeceklerini de bilmiyorlar, çünkü öyle bir alan da tahsis edilmemiş.

Ne tarafa gitseler genel başkanın korumaları, belediye başkanlarının korumaları veya zabıta memurları tarafından azarlandıkça azarlandılar.

İtilip kakıldı zavallılar.

Yaklaşık 4 saat o şeklide beklediler.

Program devam ederken İzmir Basını feribota alındı, Aydın yerel basını uzaktan izledi.

Genel Başkan ve belediye başkanları feribota bindikten sonra da, çok af edersiniz karpuz seçer gibi vatandaş seçilip feribota bindirildi.

Güzel olan bir hizmeti, durumdan vazife çıkaran korumalar ve görevliler sayesinde çirkin hale getirmeyi başardılar.

Aydın yerel basını olarak ‘Bizim oğlan’ olmaktan kurtulmak istiyorsak, İzmir’den veya İstanbul’dan gelen gazeteciler gibi kıymet görmek istiyorsak, silkinip kendimize gelmeliyiz.

Birbirimizle uğraşmaktan vazgeçmeli, siyasilerin basın danışmanı gibi hareket etmekten uzaklaşmalıyız.

Sevgili Aydın Basını;

Haklısınız her birimiz yaşam mücadelesi veriyoruz, her birimiz evimize ekmek götürmek için çalışıyoruz, her birimiz ağır vergi yükü ve ağır geçim sıkıntısı altında eziliyoruz.

Gerçekten haklısınız.

Para, güçtür ama her şey demek değildir.

Gerçek güç, halkın güvenine nail olmaktır.

Ben öz eleştirimi yaptım.

Siz de öz eleştirinizi yapın, gücünüzün farkına varın.

Varın ki, hak ettiğiniz saygıyı görün.

GÜNÜN SÖZÜ

“..kıyamet yaklaştığı vakit bir toplumda doğruları söyleyenler kınanacak, yalan konuşanlar itibar görecek..”

GÜNÜN TESPİTİ

“..bal yiyen arısından gocunmaz.. gül koklayan dikeninden çekinmez..”

BEN

“..çamurla boğuşmaktan korkmam.. elimi yıkarım geçer.. asıl, toprağından testi bile yapılmayanlara dikkat ederim..”

KADINLAR&ERKEKLER

“..kadınlar ‘anlamak’ için değil, ‘cevap’ vermek için dinler..”