DİDİM GÜNLÜĞÜ

Cem Ulucan

9 ay önce

Gece saat iki de uyanan, Gecem ile sabah 5’e kadar oyun oynamaktan helak olduktan sonra “Beni bi Didim havası paklar” diyerek yola çıktım.

Uykusuzluk ve baş ağrısı ile güne başladığım için aristokrat kimliğimden vazgeçip, yolda bi fırına uğradım, fakirler gibi simit alıp, kahvehanenin birinde kahvaltı yaptım.

İki dönem başarılı belediyeciliğine şahitlik ettiğim Deniz Atabay’ın aday gösterilmemesi açıkçası beni şaşırtmıştı.

Daha önce tanışmadığımız Hatice Gençay ismi hepimiz için sürpriz olmuştu.

Üstelik, Türkiyede’ki tüm belediye başkan adayları oy çokluğu ile belirlenmiş olmasına rağmen, hem Merkez Yürütme Kurulu’nda hem de Parti Meclisi’nde oy birliği ile belirlenen tek aday Hatice Gençay’dı.

Seçim öncesi birkaç programına katıldığım Hatice Gençay’ın enerjisinin yüksek olduğu gözlerden kaçmıyordu.

İsmi geç açıklansa da kısa sürede seçim kampanyasına başlayan Hatice Gençay’ın da seçimi kazanacağını sahada gördüm.

Nihayetinde Cumhur İttifakı adayı Kadri Kabak’a 9 bin 417 oy fark atarak yüzde 51.08 ile başkan seçildi.

Dördüncü kez seçilen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’da Didim’de yüzde 55.54 oy aldı.

Didim’de seçim kazanmayı CHP için kolay zannedebilirsiniz ancak hiç de öyle değil.

En basiti CHP’de siyaset yapmak gerçekten çok zordur.

Parti üyelerinin yaş ortalamasının 60 olduğunu ve nihayetinde önemli görevlerde bulunduktan sonra emekli olup, Didim’e yerleşen büyük bir emekli kenti olduğunu da düşünürseniz ne demek istediğimi anlarsınız.

Hatice Gençay’ın ilk 100 gününü değerlendirmek için kahvehane ve çay bahçelerinde biraz vakit geçirdim.

Gazeteci olduğumu öğrenen bir vatandaş, belediyeden kendisine icra geldiğini, borcunun sadece 1 (bir) lira olduğunu, bir liralık borç için bin liralık evrak ve posta masrafı yapıldığını anlattı.

Ödemezse de hapis cezası olduğundan bahsetti.

Başka bir vatandaş, “Belediye aynı belediye, personel aynı personel, araç gereç aynı araç gereç ancak Didim eskisi kadar temiz değil. Bunun sebebinin Hatice Gençay’ın kendi ekibi olmamasına bağlıyorum. Bence içerideki ekibe bir şans verdi bakıyor. Bir kadrolaşma süreci yaşayacağına inanıyorum” dedi.

Partili olduğunu söyleyen başka bir vatandaş da “Dostunu düşmanını ayırt edemiyor” diyerek bir yorum yaptı.

Daha sonra başka bir çay bahçesinde Hatice Gençay’ın damadı Cem Armutlu ile oturduk.

Hayat öyküsünü kendisinden dinledim.

CHP’nin içinde doğmuş, öğretmen babası 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu’nun mağdurlarından.

Mesleği elinden alınmış, geçimini kuruyemiş satarak sağlamış.

Cem Armutlu, “Toplama çıkarma yapmayı öğrendiğimden bu yana ben de o dükkanda çalıştım. Kendimi bilmeye başladığım 12 yaşımdan bu yana CHP’nin içinde siyaset yapıyorum. 18 yaşına basar basmaz üye oldum” dedi.

Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın çalışma ekibinde yer almış, şimdiki Genel Başkan Özgür Özel ile çalışmaya devam ediyor.

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte çalışmış.

Gençlik kolları başkanlığı yapmış.

Hakkında çıkan haberleri sordum kendisine.

“Hayatımı siyaset yapmak üzerine kurdum. Utanma duygusu olan biriyim. Başımı öne eğdirecek bir şey yapmadım. Kişilerden ziyade tek gayem CHP’nin başarılı olmasıdır” dedi.

Bu sırada gazeteci meslektaşım Hüseyin Çalışkan da aramıza katıldı ve birlikte Didim’i konuştuk.

Başkan Hatice Gençay ile henüz oturup sohbet etme imkanım olmadı ama dinlediklerim, gördüklerim ve hissettiklerim önümüzdeki günlerde kadrolaşmasını tamamlayacağı ve özellikle sosyal projeler ile öne çıkacağını gösterdi.

Bu arada gittiğim diğer ilçelerde de gördüklerim, kendime “Başkanların 100 gününü değerlendirmek ne kadar doğru olur?” sorusunu sormama neden oldu.

Nihayetinde birçok belediye başkanı koltuğa yeni oturdu ve henüz çalışma arkadaşlarını bile tam olarak oturtabilmiş değil.

Öte yandan ‘hayırlı olsun’ ziyaretleri de henüz bitmiş değil.

Biz vatandaş olarak bırakmıyoruz ki başkanlar çalışsın.

Didim’de de durum çok farklı değil.

Başkanın kapısının önü mahşer yeri gibi.

Özellikle yeni seçilen başkanları yıllık değerlendirmek daha doğru olur diye düşünüyorum.

GÜNÜN SÖZÜ

“..’fırıldak’ eskiden bir oyuncak çeşidiydi.. şimdilerde çoğu insanın yaşam stili..”

GÜNÜN TESPİTİ

“..yeniden başlamak sorun değil.. uzaklaşmak sorun değil.. yalnız kalmak sorun değil.. gerçek sorun, değerinin bilinmediği bir yerde ısrarla kalmaya devam etmek..”

BEN

“..kendime, ‘her şeyin üstesinden yine sen gelirsin’ demeyi seviyorum..”

KADINLAR&ERKEKLER

“..arkeologların çoğu kadındır.. çünkü kadınlar geçmişi deşmeye bayılır..”