DİKKAT EDİN, DOLANDIRILMAYIN

Cem Ulucan

3 yıl önce

Zengin ve yakışıklı bir aristokrat olarak son yazımı Didim’den yazmıştım. Funda, “Bıktım beş yıldızlı otellerden, birkaç gün kalalım burada. Hem bak harika koyları var. Hem de sen biraz fakir halkın arasına karış. Fakir halk ne yiyor, ne içiyor, nasıl eğleniyor biraz incele” dedi. “Valla haklısın ben bile Mustafa Savaş abimin tavsiyesine uyup şekersiz çay içmeye başladım. Arabaya da birkaç gün binmesek acayip karda oluruz” dedim. Öyküm’de “Kalalım bak söz portakal suyunu ben sıkacağım” diyince kesinlikle kalmaya ikna oldum. * İlk gün Mavişehir yakınlarındaki bir koya gittik. Denizin mavisi ile ormanın yeşilinin bir araya geldiği harika bir yer bulduk. Baktım fakir halk yerlere kilim sermiş, domates, salatalık, biber ile piknik yapıyor. Benim kıçım kıymetli olduğundan arabada taşıdığım sandalye ve masayı çıkarıp aralarına karıştık. * Eskiden oturduğum tripleks villamdan komşularım olan Emekli Laik Albay Hulusi Amca ve Kıbrıs Gazisi Emekli Astsubay Ali Rıza Amca ile de orada karşılaştık. Beni görünce önce bi şaşırdılar ama sonra sarılıp kucaklaştık. Onlar bana sormadan “Hayırdır siz burada ne yapıyorsunuz?” diye sordum. Emekli Laik Albay Hulusi Amca, “Ahh be evladım. Sen taşındıktan sonra mahallenin tadı tuzu kalmadı. Malum hayat da iyice pahalılaştı. Biz de sattık villaları Didim’de birer ev aldık. Havası güzel, toprağı güzel, denizi muhteşem. Beş yıldızlı otellere gidecek durumumuz da yok ama bu ücretsiz koylar sayesinde ömrümüzün son günlerini tatil yaparak geçiriyoruz” dedi. * Ordan burdan sohbet ederken, Kıbrıs Gazisi Emekli Astsubay Ali Rıza Amca yaşadığı bir olayı anlattı. Bundan yaklaşık iki yıl önce evlerinin kapısını bir kadın ve bir erkek çalmış. “Su arıtma cihazı alırsanız, size tost makinesi hediye edeceğiz. Hatta hediyenizi getirdik” demişler. Sohbet ederken hediyeyi teslim aldığına dair de bir evrak imzalatmışlar. Kıbrıs Gazisi Emekli Astsubay Ali Rıza Amca sohbetin ardından arıtma cihazına ihtiyacı olmadığını, hediyeyi de istemediğini söylemiş. Erkek olan, “Amcacım araç depoya gitti, birazdan gelir o zaman teslim edersin” demiş. * Tabi ki kimse gelmemiş ve malzemeler elinde kalmış. Aradan iki ay geçtikten sonra, yani 2 yıl önce tam da bu vakitler kapısı tekrar çalınmış. Kapıyı çalan erkek “Su arıtma cihazı almışsın, ödememişsin. Bize borcun var” demiş. Kıbrıs Gazisi Emekli Astsubay Ali Rıza Amca da, “Bak kardeşim ben bunları almadım. Paketleri bile açılmadı, geri gelip alacaktınız anca geldiniz” demiş. Kapıyı çalan erkek, “Ben anlamam. Senet imzalamışsın, satın almışsın 2 bin 400 lira ödeyeceksin” diye diretmiş. * Kan beynine sıçrayan Ali Rıza amca, girmiş içeri almış beylik tabancasını, “Eşkıya mısın sen. Ödemiyorum, indiririm seni” demiş. Kapıyı çalan erkek hiç istifini bozmamış ve sokağı göstererek, “Beni indirirsin de sen, karın, çoluğun, çocuğun, torununun yaşar mı sanıyorsun” demiş. * Kıbrıs Gazisi Emekli Astsubay Ali Rıza Amca, “Baktım sokağa doğru bir araba başında 3-4 kişi var. Hafifçe bellerini açtılar, hepsi silahlı. Sokağın diğer yanına baktım aynı manzara. Kendimden geçtim de torunum geldi gözümün önüne tıpış tıpış ödedim 2 bin 400 lirayı” dedi. “Neden polise gitmedin?” dedim. “Gitmez miyim? Hem de elimde silahla koşa koşa gittim ama ‘sen malı almışsın, ödemen normal’ dediler gönderdiler” dedi. Adamların silahlı olmasını falan önemsememişler. * Kıbrıs Gazisi Emekli Astsubay Ali Rıza Amca kafaya takmış gitmiş firmanın adresine ama kimsecikleri bulamamış. Adres göstermelik çıkmış. * İşin komik kısmı birkaç gün önce yine kapısı çalınmış, aynı kişiler, aynı yöntemle su arıtma cihazı satmaya çalışmışlar. Siz siz olun kapınızı çalıp, “Hediye vereceğiz” falan diyenlere itibar etmeyin. İşin sonunda kimse sahip çıkmaz, kuzu kuzu ödersiniz parayı. GÜNÜN TESPİTİ “..tek çıkar yol, türk milliyetçiliğidir..” BEN “..’yakışıklısın’ diyenlere ‘gözlerin iyi görüyor, kıymetini bil’ derim..” GÜNÜN SÖZÜ “..bu memleketi türkler korur.. bu memleket için türkler ölür ama memleketin nimetlerinden ‘türk olmayanlar’ istifade eder..” KADINLAR&ERKEKLER “..erkekler ‘sürpriz yumurta’ gibidir.. içinden ne çıkacağı belli olmaz..”