
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: 2025 yılının ilk grup toplantısında sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Toplantımızın milletimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. Sevdalarından, coşkularından ve heyecanlarından dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Büyük umutlarla karşıladığımız 2025'in başta necip milletimiz olmak üzere tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Aynı şekilde TBMM'ye, milletvekili arkadaşlarımıza, siyasi parti gruplarına ve Meclisimizin fedakar personeline 2025 boyunca hizmet yolunda rabbimden kolaylıklar diliyorum.
İKİ ACI HABER ALDIK
AK PARTİ ÜYE SAYISI 11 MİLYON 135 BİN
BÜYÜK KONGREMİZ 2028'E GİDEN SÜRECİN İŞARET FİŞEĞİ OLACAKTIR
Şimdiye kadar 955 ilçe kongremizi tamamladık, kalan 15 ilçe kongremizi de önümüzdeki günlerde neticelendireceğiz. 81 ilden 56'sının kongresini gerçekleştirdik. Bu haftaki il kongrelerimizle sayı 63'e çıkacak. 27 Ocak'ta Ankara'da muhteşem bir atmosferle gençlik kollarımızın 7. olağan kongresini yapacağız. Büyük kongremiz için yoğun hazırlık içinde olacağız. Büyük kongremiz yine Türk siyasetine damga vuracak, 2028'e giden sürecin işaret fişeği olacaktır.
İHRACATTA REKOR KIRDIK
BAAS ZULMÜNÜN SONA ERMESİ MUHTEŞEM
2024 bölgemizde ve dünyada kritik hadiselerin yaşandığı bir yıl oldu. Komşumuz Suriye'de 61 yıllık Baas zulmünün sona ermesi muhteşem bir gelişmeydi. Suriyeli kardeşlerimiz 13 yıl boyunca kimyasal silahlarla, varil ve misket bombaları ile, işkence ile, açlıkla halkını katleden Esed'den ve Baas rejiminden sonunda kurtulmuştur. Suriye halkı hasretini çektiği özgürlüğe kavuşmuştur. Bu çatı altında grup toplantısında "Ne bayır kaldı ne bucak" diyerek Esed'in işlediği zulümleri bile kendi ülkesine fatura edenlerin utancı bu yüzdendir. Hırçınlaşmalarını, seviyeyi daha da düşürmelerinin sebebi bundandır.
CHP LİDERİ ÖZEL'E YANIT: KIRMIZI KART GÖSTERİYOR, SEN O İŞLERDEN ANLAMAZSIN
Neymiş kırmızı kart gösterecekmiş. Sen o işlerden anlamazsın, o işler bizim işimiz.
ESED SÖZÜNÜ TUTMADI
Suriye'de ilk barışçıl gösteriler 15 Mart 2011'de başladı. Bu gösteriler son derece meşru gösterilerdi. Suriye halkı baskılara karşı hak, hukuk, adalet, özgürlük taleplerini yüksek sesle dile getiriyor. Bu gösterilerde Türkiye'nin hiçbir müdahalesi olmadı. Zaman zaman da bize Suriye'nin adresini gösterdi. Sen oranın yolunu bilmezken biz zaten oralardaydık. Bunlara gerçekten navigasyon haritasını vermek lazım. Bu harita ile Suriye'ye nasıl gidiliyor bunu bilsinler. Olaylar başladıktan sonra sabık Suriye Devlet Başkanı Esed'le birkaç kez görüştüm. Görüşmelerin barışçıl olduğunun altını çizdim. Reformların artık daha fazla geciktirilmeden hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ettim. Kendisiyle her temasımızda Esed bize reform yapacağını söyledi ama sözünü hiçbir zaman tutmadı. Bunun aslı da Esed değil Esad'dır ya bizi bile alıştırdılar.
İNSANLIK DIŞI MUAMELE
Küçük çaplı barışçıl gösteriler orantısız şiddet nedeniyle büyüdü. Rusya, İran meseleye müdahil oldu. PKK, DEAŞ gibi terör örgütleri meseleye müdahil oldu. Ateş ülkemizi de tehdit eder bir yangın yerine dönüştü. Suriye'den ülkemize toplu hareketlilik başladı. Masum siviller toplu katliam, tecavüz gibi insanlık dışı muameleye maruz bırakıldı. Türkiye'nin hem sınırlarını korumak hem de terör örgütlerine karşı tedbir almak maksadıyla müdahil olması kaçınılmaz hale geldi. Bizim için asıl şaşırtıcı olan içeriden bazılarının, "Türkiye'nin Suriye'de ne işi var?" diyerek meselenin ciddiyetten uzak şekilde bizi eleştirmeleriydi. "ABD'nin, Avrupa'nın Suriye'de ne işi var?" demediler. Sadece Türkiye'yi eleştirdiler. 13 yıl boyunca bir kez olsun ülkelerinin yanında, Türkiye'nin yanında, mazlumun tarafında yer almadılar. Şuraya özellikle dikkatinizi çekiyorum. Suriye'de 1 milyon insan hayatını kaybederken bunlar ses çıkarmadı. 12 milyon insan ölüm, işkence, hapis korkusuyla evlerini, yurtlarını terk ederken bunlar seslerini çıkarmadı. Kitlesel kıyımlar yapılırken bunlar seslerini çıkarmadılar. Halep'te, Bayır-Bucak'ta, Hama'da, Humus'ta çocuklar kırılırken Esed zalimi ve Baas rejimine bunlar laf etmediler.
ZALİM DEFOLUP GİDİNCE Mİ AYDINLANDINIZ?
Ne zamanki 8 Aralık'ta Suriye halkı epik bir zafer kazandı, o zaman bunların dillerinin bağı çözüldü. Utanmak yerine sosyal medyadan sağa sola akıl veriyorlar. 13 yıl boyunca katliama duymadıkları endişeyi son 40 gündür duyuyorlar. Neymiş, Suriye'de katliam varmış. Düne kadar Suriye'de ne işimiz var diyen siz değil miydiniz? Hani Suriye'nin iç işleriydi. Ne oldu da Suriye'ye dönük radarları açtınız? Zalim defolup gidince mi aydınlandınız? Bebekler ölürken neredeydiniz? Hapishanelerde işkenceler yapılırken neredeydiniz? Masum çocuklar kuşatma altında kıvranırken neredeydiniz? Suriye'den ülkemize roket yağarken sizler neredeydiniz? 1 milyon insan öldü. Suriye'nin dört yanından toplu mezarlar fışkırıyor. Biz sizin ne yapmaya çalıştığınızı çok iyi biliyoruz. 13 yıl neden sustuğunuzu, şimdi neden konuştuğunuzu çok iyi biliyoruz. Esed'in katliamlarına neden tepki göstermediğinizi gayet iyi biliyoruz. Bugün de yine Türkiye'nin karşısında, ülkemizin hasımlarının yanındalar. Ne yaparsanız yapın Suriye devrimini üflemekle söndüremeyeceksiniz.
TÜRK-KÜRT-ARAP KARDEŞLİĞİNİ BOZAMAYACAKSINIZ
Ülkemiz içinde de o çok arzuladığınız kışkırtmayı yapamayacaksınız. Türk-Kürt-Arap kardeşliğini bozamayacaksınız. Allah'ın izniyle buna izin vermeyeceğiz. Sizin tuzaklarınıza asla düşmeyeceğiz. Siyaset akılla, basiret ve ferasetle yapılır. Siyaset ülkenin ve milletin çıkarlarını merkeze alarak yapılır. Siyaset Türkiye'nin hak ve hukukunu yüceltmek için yapılır. Bu yeni dönemde herkesin görevi ülkemizin Suriye'de istikrarın tesisi için yürüttüğü çabalara katkı sunmaktır.
SURİYE GEÇİCİ HÜKÜMETİ İLE GÖRÜŞME YAPACAĞIZ
Türkiye olarak Suriye'de istikrarın tesisi, geçiş sürecinin tamamlanması, tüm Suriyelileri kucaklayan sistemin inşası için katkımızı sürdürüyoruz. MİT Başkanımız ve Dışişleri Bakanımız Şam'ı ziyaret ettiler. Bugün de geçici hükümetin dışişleri, savunma bakanı ve istihbarat başkanı ülkemize ziyaret gerçekleştirecekler, bir görüşme yapacağız.
YPG SİLAH BIRAKMAZSA YAKLAŞAN AKIBETTEN KURTULAMAYACAK
Suriye doğal kaynaklarını işgal eden YPG silah bırakmazsa yaklaşan akıbetten kurtulamayacaktır. Kürt kardeşlerimizin tüm meselelerinin destekçisi, takipçisi ve onların güveninin teminatıyız. DEAŞ gibi proje ürünü bahanelere gelince ikna edici yanı kalmamıştır. Bu meseleyi çözecek en büyük güç Türkiye'dir. Herkes bölgeden elini çeksin, biz Suriyeli kardeşlerimiz ile DEAŞ'ın de YPG'nin de başını ezeriz. Biz bu kuvvete sahibiz.
MİLLETİMİZ GİBİ BİZDE DUMURA UĞRADIK
Biz her aşaması en ince detayına kadar hesaplanmış bu siyaseti yürütürken CHP tarafında çok farklı bir hava var. Kimin ne yaptığı belli değil. Ana muhalefetten Türkiye'nin dış politikasına anlamlı bir destek beklemek tamamen beyhude bir uğraştır. Biz ne kadar uğraşırsak uğraşalım hepsi faydasız. CHP ve şürekası her milli meselede yanlış yerde konumlanmayı bir şekilde başarıyor. Türkiye'nin ana muhalefet partisini mi yoksa bir ilkokul müsameresini mi izliyoruz? Ne bir ciddiyet var ne ağır başlılık var. Bir ara ülkenin yarısı aydınlıkken ışıkları kapatalım dediler. Bu eylem nispeten bir koordinasyon gerektirdiği için sadece 3 gün dayandılar. Sonra Meclis'te nöbet işine girdiler. Bu son çıkışlarını açıkçası biz de beklemiyorduk. Milletimiz gibi biz de dumura uğradık. CHP'nin siyaset üretme kabiliyetini bir kez daha gördük. Bu dahiyane fikir için Sayın Özgür Özel başta olmak üzere yönetimi tebrik ediyorum. Halkımızın umutlarını artırdılar. Türk siyasetine yeni bir ufuk kazandırdılar. Çok zahmet gerektirmediği için kart oyununun CHP karakterine daha iyi olduğu kanaatindeyim. Öncekiler kelebek ömürlü olmuştu, bunu biraz daha devam ettirebilirler. Kendilerini fazla kaptırmasınlar. Daha bunun puzzle'ı var, pişpiriği var, pokeri var, iskambili var. Bu vahim tablonun takdirini en iyi CHP'li seçmenlerin yaptığına inanıyorum.
ARKADAŞLARIMIZA TALİMATI VERDİM
Türkiye'nin 40 yılı geride bırakan bölücü terör meselesi bulunuyor. Cumhur İttifakı ortağımız Sayın Bahçeli'nin cesur çıkışı ile başlayan gelişmelere şahitlik ettik. Aziz milletimizin ihtiyatlı iyimserlikte olduğunu görmekteyiz. Şehitlerimizin aziz hatıralarına, gazilerimizin hassasiyetlerine asla halel getirmeyecek bir şuurla hareket ediyoruz. Türkiye'nin çok büyük bedeller ödediği böyle bir sorunu kalıcı biçimde geride bırakması herkesin faydasınadır. "Terörsüz Türkiye" ifadesinde anlamını bulan yeni dönemin kapılarını açma fırsatını kullanmamak üstlendiğimiz sorumlulukla bağdaşmaz. Bölgesel gelişmeler lehimize, iş siyasette hava müsait. İlgili arkadaşlarımıza, bölücü örgütün lağvedilmesini sağlayacak çalışmaların, dikkatle ve çok yönlü bir şekilde yürütülmesi talimatını verdik. Bu çabaların gayesini Diyarbakır İl Kongremizde izah ettim. Terör duvarını yıkalım. 85 milyon olarak birbirimize sıkıca sarılalım. Heyetin temaslarının iyi geçtiğini görüyoruz. Diğer aktörlerin de sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerini söylemeleri memnuniyetle not edilmiştir. Şayet, gerekli çağrı yapılır, terör örgütü ve bağlantılı yapılar da adımları atarsa kazanan Türk'üyle, Kürt'üyle tüm Türkiye olacaktır. Eğer örgüt çağrıya kulak tıkar ve ipe un sererse o zaman biz terörsüz Türkiye hedefimizi başka yöntemlerle gerçekleştiririz. Örgütü bulunduğu her yerde toprağa gömmek vakit ve planlama meselesidir. Üstelik bunca yıldır örgütü destekleyen güçler kendi canlarının derdine düşmüştür. Biz meseleyi sükunetle çözmek arzusundayız. Gün kardeşlik günüdür. Gün tüm coğrafyamızda güvenliği egemen kılma günüdür.