USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

"Değişim önce lider değişimiyle başlar"

CHP'de 'değişim' tartışmalarına eski MYK üyesi ve CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da katıldı. CHP Milletvekili Bülent Tezcan, partisindeki değişim tartışmalarına dair "Genel Başkan ile birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil" değerlendirmesinde bulundu.

"Değişim önce lider değişimiyle başlar"
27-06-2023 17:26

Partide her geçen gün yükselen değişim çağrılarına bu kez CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık genel başkanlığı döneminde uzun yıllar parti sözcülüğü, genel başkan yardımcılığı gibi önemli görevler üstlenen, yakın çalışma ekibinden Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da katıldı.

BBC Türkçe'den Ayşa Sayın'a konuşan Tezcan, "Böyle büyük bir travmanın yaşandığı yerde, 13 yıl genel başkanlık yaptıktan sonra, bir kere değişim öncelikle Genel Başkan ile olmalı. Genel Başkan ile birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil" dedi.

"YÜZDE 48'İ YÜZDE 51'E ÇIKARABİLMELİYDİK"

Seçimin kaybedildiğini ve bu kaybın travmasının çok büyük olduğunu dile getiren Tezcan, "Partinin bütünüyle yapısının konuşulması gerekiyor. Bu da köklü değişim demek" ifadelerini kullandı.

"Yüzde 48’i bir yerde toplamak önemlidir ama yetmedi. 2018’deki cumhurbaşkanı adaylarının aldıkları oylara bakıyoruz, topluyoruz, 2023’te aldığımızla aynı: Yüzde 48’i yüzde 51’e çıkarabilmeliydik, çıkmadı" diyen Bülent Tezcan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bu seçimlerin bize ilk göstermesi gereken şey, değişim kapasitesinin artık tıkandığı. Burada da değişim bir kapasite ikmaliyle, yani birilerini takviye ederek olmaz. Yeni kapasite ikmali olmalı."

"KİMSENİN 'ŞU DEĞİŞSİN AMA BEN KALAYIM' DEME HAKKI YOK"

Tezcan, "Nasıl olacak bu kapasite ikmali" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Değişimin içeriğini söyledik. Örgüt, kadro, program, söylem, anlayış, tutum değişikliği diye. Ama değişimin önce bir motoru, heyecanı olması lazım. Bu moral bozukluğunu ortadan kaldıracak bir çıkışa ihtiyaç var. Büyük değişimler liderlik değişimiyle başlamıştır. Böyle büyük bir travmanın yaşandığı yerde, 13 yıl genel başkanlık yaptıktan sonra, bir kere değişim öncelikle Genel Başkan ile olmalı. Genel Başkan ile birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil. Yani hiç kimse bu süreç içerisindeki sorumluluğunu kenara bırakıp, 'Şu değişsin ama ben kalayım' deme hakkına sahip değil. Tekrar görev düşerse tekrar yaparız ama bu bilinçle yaparız. Yeni kapasite ikmali için önce yeni liderlik ihtiyacı var. Onu bir kere net söylememek, etrafından dolanmak demektir."

"KEMAL BEY'İN DEVRİMCİ LİDERLİĞİ MUHAFAZAKARLAŞMAYA BAŞLADI"

Sadece söylemlerin değil söyleyenin de değişmesi gerektiğini belirten Tezcan, "CHP’de Kemal Bey'in baştaki devrimci liderliği şimdi muhafazakarlaşmaya başladı" dedi.

Kılıçdaroğlu'nu ikna etmeleri gerektiğini söyleyen Tezcan, "Sayın Genel Başkan'ın 2010 yılındaki heyecana bakarak, bugün geldiğimiz noktaya bakarak, bu karara varacağına inanıyorum. Bu; dönüşümün sancısız, kararlı ve partinin bütün dinamik güçlerini tecrübesiyle beraber, buraya katkıda bulunacak şekilde sağlıklı yürümesine neden olur, sürece katkıda bulunur. Böyle olmayabilir de. O zaman siyasetin doğal, demokratik yarışı vardır. Bu anlayışı partide doğru bulan çok sayıda arkadaşımız var. Bunu doğru bulanlar böyle bir liderlik etrafında buluşur ve yoluna devam eder" dedi.

'KISA VADEDE LİDERLİK DEĞİŞİMİ, ORTA VADEDE YEREL SEÇİM, UZUN VADEDE YAPISAL DÖNÜŞÜM'

Yerel seçime 9 ay varken bu söylediklerinizin yaşama geçmesi zor değil mi?

Kısa, orta, uzun olmak üzere üç vadede yapacağımız işler var. Kısa vadede yapacağımız iş liderlik değişimi. Olağanüstü kurultay bir seçenekti, olmadı. Şimdi olağan kurultay takvimindeyiz. Azami dört ayda kurultayı yapmamız lazım. Bu olağan kurultay dönemi liderliğin değişimi ve partinin seçim muhasebesinin yapılacağı bir dönem. Ekim sonuna kadar kurultayı tamamlayıp liderlik değişimi ve seçim muhasebesini bitirmemiz lazım.

31 Mart 2024’e kadar olan süreç orta vade olmalı. Orta vadede yapmamız gereken yerel seçimlere hazırlık. Bu dönemi program, tüzük tartışmalarıyla geçiremeyiz. Seçime odaklanmamız lazım.

Uzun vade ise bir sonraki olağan kurultay olmalı. Bu kurultay bittikten sonra, diğer olağan kurultaya kadarki iki yıllık dönemde bütün partinin yapısal dönüşümünü suhuletle sağlamamız lazım.

'GENEL BAŞKAN İKNA OLMAZSA SİYASETİN DOĞAL, DEMOKRATİK YARIŞI VARDIR'

Üç aşamalı bir değişim takvimi öneriyorsunuz ama Kemal Bey’in en azından yerel seçime kadar devam etme eğiliminde olduğu görülüyor. Bu durum kurultaya nasıl yansır?

Genel başkanın açıklamalarından böyle bir eğilim olduğu seziliyor. Ben bu doğrultuda Sayın Genel Başkanımızı da ikna etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Sayın Genel Başkanın 2010 yılındaki heyecana ve bugün geldiğimiz noktaya bakarak bu karara varacağına inanıyorum. Bu dönüşümün sancısız, kararlı ve partinin bütün dinamik güçlerini tecrübesiyle beraber buraya katkıda bulunacak şekilde sağlıklı yürümesine neden olur, katkıda bulunur. Böyle olmayabilir de. O zaman siyasetin doğal, demokratik yarışı vardır. Ben de buna ilişkin bir anlayış koyuyorum. Bu anlayışı partide doğru bulan çok sayıda arkadaşımız var. Bunu doğru bulanlar böyle bir liderlik etrafında buluşur ve yoluna devam eder. Seçilecek kişi, kim olursa olsun değerlidir.

Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’in isimleri konuşuluyor. Sizin işaret ettiğiniz veya desteklediğiniz bir isim var mı veya aday olmayı düşünüyor musunuz?

Benim özel olarak işaret ettiğim biri yok. İleride zamanı gelince tercihimi söylerim. Çünkü şu an somut olarak çıkmış adaylar yok. Bunları anlatıp da ondan sonraki süreçte kendi adaylığımız üzerine bir tarif yaparsak samimiyet sorgulanır burada. Yapmamız gereken şey, nasıl Genel Başkan’a ‘bunun önünü açın, destek verin’ diyorsak, bizim de bu konudaki olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, bütün birikimimizi bu değişime kanalize etmemiz gerek. Onun altyapısını hazırlamak. Yani onu temsil edecek partili bir figürün kolay çalışabileceği bir alana yardımcı olmak. Yapılması gereken budur.

'DÖNÜŞÜMLERİ SAĞLAYAMAZSAK, İSTANBUL DA RİSKTEDİR'

"Ekrem İmamoğlu CHP’nin sadece bugününde değil, geleceğinde de önemli bir figür. Çünkü seçimi kazandı, çalışma tarzı, başarısı, gençliği, iddiası önemli. Bizim başka da çok önemli kadrolarımız var. Adı geçtiği için söylüyorum Özgür Özel önemli bir isim. Geçmiş dönem grup başkan vekilliği yapan diğer arkadaşlarımız var. Biz bütün bu önemli isimleri gelecek siyasetini kurgulamakta, birikimlerini ortak akıl zemininde buluşturmada başarılı olursak doğru yürürüz. Biz onların her birine, dışarıdan elbise biçerek doğru yol yürüyemeyiz.  İstanbul Belediye Başkanlığı, diğer belediye başkanlarımız; bunlar bütün bu yenilenme süreci içerisinde ele alınıp konuşulacak işler. “İmamoğlu mu Kılıçdaroğlu mu” tartışması değil. İmamoğlu’nun, “Ben genel başkan olacağım, İstanbul Belediye Başkanı olmayacağım” diye beyanını duymadım. Yenilenmeden bahsediyor, ‘sadece MYK değişimiyle olmaz’, diyor.  Bunu onun adaylığı eksenine sıkıştırmak ya meseleyi kavrayamamaktır ya da tartışmayı, çözümü boğup mevcut statüyü devam ettirme niyetidir.  Eğer biz bu dönüşümleri sağlayamazsak İstanbul da risktedir. 

Şu sorun tabii ki; genel başkan adayı oldu, seçildi. O zaman Meclis içinden seçim yapılacak ve başkanlık AK Parti'ye geçecek. Tabii bu göz ardı edilecek bir problem değil. Ama bu çözülemeyecek bir şey de değil. Bunu masaya getiririz, koyarız. Ama sadece bu gerekçeden yola çıkarak, ‘değişim meselesinde bekleyelim, kurultayı yerel seçim sonuna atalım’ demek topu taca atmaktır. Doğru bir iş değil. Yani yeni çözüm buluruz o döneme. Yeter ki partinin sağduyusu aklı, samimi biçimde değişimi ve dönüşümü istesin. Bu çözüm Ekrem İmamoğlu'na rağmen de bulunmaz. O da bu çözüme katkıda bulunur, bulunmak zorundadır. İsterseniz yöntemi bulursunuz."

'4 PARTİYE 39 VEKİL CHP’NİN TAŞIMA KAPASİTESİNİN ÇOK ÜSTÜNDEYDİ'

"Genel Başkanla Oğuz Bey (Kaan Salıcı) birlikte yürüttü o süreci. Bir kere genel başkanın rızası, talimatı olmadan bunun (39 milletvekilliğinin) verilebilmesi mümkün değil. Bizim ne sayıyı ne de sırayı belirleme imkanımız olmadı. Ne sekizli grubun ne de parti MYK’sının. 8 kişi görüşünü söylemiş, genel başkan görüşünü söylemiş, liste yapılmış. Sonra bir bakıyorsunuz İstanbul birinci bölgeye 7 kişi gelmiş dışarıdan, 6 kişi kalıyor. Zaten 13 çıkarıyorsunuz. Sizin listeye koyduğunuz ve olmasını istediğiniz, örgütün de bulunsun dediği isimler birden kayıyor. 39 kişi verilmesi küçümsenecek bir iş değil, doğru da değil. Bu insanlar, kıymetli insanlar, şahıslarına dönük bir şey demiyorum, onlar da Meclis’te partileri adına mücadele edecekler. Ama CHP listesinin taşıma kapasitesinin çok üzerindeydi. İkincisi MHP'yle AK Parti ayrı girmiş. MHP listeyi önceden vermiş. O saatten sonra bizim ortak listeyle girmemiz için bir sebep yoktu. O zaman her parti kendi kimliğiyle girebilirdi."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Reklamı Geç