USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Aydın’a İz Bırakanlar - Halis Ataksor

 Aydın’a İz Bırakanlar - Halis Ataksor
22-12-2024

Halis ATAKSOR; Binbaşı Halis (Kör Halis), 

Çanakkale Cephesinin Kahraman Subayı 27. Alay Komutanı 

Aydın’a İz Bırakanlar Kervanına katılanların bu haftaki yazı dizimde bir kahraman Şehidimize yer vermek istedim.F:DEPO(D)D yedeklerakturhanAydın'a İz BırakanlarfotoğraflarBinbaşı Halis - Kopya.jpg

Binbaşı Halis (Kör Halis) 1299 (Miladi 1876) yılında Aydın'da doğdu. Babası Aydınlıoğlu Hamlacı Muhtar, annesi Germiyanoğullarından Havva Naime dir.

Binbaşı Halis Bey kısa ömrünü muharebe alanlarında geçirmiş kahraman askerlerden biridir. Harb okulundan Hicri 1314 (1898) tarihinde mezun olmuş mezuniyeti sonrası subay olarak katıldığı Türk ordusunda önce Trablusgarb-Balkan-Çanakkale ve son olarak Milli Mücadele’de Fransız cephesinde (Diyarbakır-Mardin-Urfa-Siverek) Menzil Mıntıka Müfettişliği hizmetinde bulundu. Diyarbakır da bulunduğu yıllarda önceleri tanıştığı Ziya Gökalp'in çıkardığı küçük mecmuada makaleler yazdı. Bunlar Diyarbakır tarihinde Komuk (Koummoukh) Eli ile Diyarbakır abideleridir.

Ömrünü savaş meydana geçiren bu mütevazı asker Fransızca, Almanca, Farsça, Arapça dillerine vakıftı. Miralay (Albay) Şefik Aker'in Çanakkale'de Mustafa Kemal Paşa yerine 19. Tümen Komutanı olarak tayini üzerine boşalan 27. Alayın Alay komutanlığına getirilmiştir. Birbirlerine halef-selef olan Halis Bey için Miralay Şefik Aker (Çanakkale-Arıburnu Savaşları ve 27. Alay) isimli eserinin 55. sayfasında (her iki taraf muannidane birbirine mukavemet etmeye ve baş kaldırmaya başladı. Tabur Komutanı vaziyeti nazik gördü. Bu sırada kolunun pazu kısmından yaralandı. Çok kıymetli ve şeci (kahraman) olan Tabur Kumandanı Yüzbaşı Halis yaralı olduğu halde dahi sağ cenahını bu tehlikeli vaziyette bırakmak istemedi ve bir müddet bekledi. Fakat kaybetmekte olduğu kan sebebiyle ve arkadaşlarının ısrarı ile geriye, sargı mahalline gitmeye mecbur kaldı. Geriye gitmeden evvel subay arkadaşlarına 57. Alay buraya gelinceye kadar habercilerden başka hiç kimse geriye bir adım atmasın ve icap ederse orada ölerek mevzilerine terk etmemelerini söyledi) demektedir.

27. Alayın genç teğmenlerinden Mucip Kemalyeri "Çanakkale Ruhu Nasıl Doğdu ve Azerbaycan Savaşları" isimli kitabında Binbaşı Halis'in kahramanlığından övgüyle bahsetmektedir. Kitabında (Arıburnu’nda bulunduğumuz sıralarda muharebenin tesiri bizim taraf içinde kendini göstermeye başladı. Dakikalar ilerledikçe mücadele bütün manasıyla dehşet ve ehemmiyet peyda ediyordu. Bu sırada Tabur Komutanımız Uşaklı Halis Bey geldi. Henüz 20 yaşındaydım. Onun gelişi benim için imdat kuvveti oldu. Düşmanın vaziyetini tetkike başladı. Vaziyetin lehimize olduğuna dair bir kanaati olmadığını yüzünden okumak mümkündü. Bana durum muhakemesi yaptıktan ve emir verdikten sonra:

-Düşman herhalde denize dökülecektir dedi. Gittikçe sararan yüzünden ve bakışlarındaki kuvveti kaybolan gözlerinden bir mana çıkarmak istiyorum, fakat bunun için çok düşünmeye ve sebep aramaya lüzum kalmadı. Sol kolunun haki kumaşı yavaş yavaş kızarıyor ve parmaklarının ucuna kandamlaları birikiyordu.

-Yaralanmışsınız dedim.

-Şimdi değil sizin bölüğe gelirken yolda oldu. Sıhhiye Çavuşu diye bir defa seslendim. Beni susturdu ve hemen ilave etti.

-"Asker yaralandığımı duymasın" dedi

Avcı hattında durumu tetkik etti. Bu tetkikin ne kadar sürdüğünü kestiremedim. Fakat Komutanımın her dakika içinde yattığı yerde bile takatsizliğinin artmakta olduğunu hissettim. Bize karşı çok manalı ve müf’en bakışları vardı. Anlıyordum ki yalnız bırakmak istemiyordu. Komutanımızı haddinden fazla tatmin ve temin etmeye çalıştık. Fedakar Kumandanımız yavaş, yavaş müsterih olmaya ve bize ehemmiyet etmeye başladığını hissediyordum. Biraz sonra sesi toklaştı.

-"Katiyen geri çekilmeyiniz size derhal takviye kuvveti göndereceğim" dedi. Bu emre müteakip bir erin yardımıyla yavaş, yavaş geriye doğru inmeye başladı.

Çanakkale'ye ait bazı kitaplar ve bazı yazarlar, Şevki Yazman, Abdurrahman Özgen ve diğerleri Halis Bey hakkında hatıralar kaydetmişlerdir. Mahiyetinde çalışan Gelibolu’nun Uygardere köyünden 1299 doğumlu Halil oğlu Ahmet Uzun, Seddülbahirde geçen bir olayı anlatır. Şöyle der "Biz iskelede mevzilenmişken bir kez iskeleye bir düşman torpido botu yanaştı. İçinden babalarının evindeymiş gibisine 20-30 kişi çıktı. Meğer düşman neferleri ara sıra buraya çıkarmış. Bölük Komutanımız Halis Efendi (Ona Kör Halis derlerdi) bize: "Buraya mevzilendiniz, vazifeniz hiç kimseyi karaya çıkartmamaktır. Eğer karaya bir tek düşmanı neferi çıkartırsanız hepinizi vururum. Bende size bir hile yaparsam sizde beni vurun dedi."

Hani Yüzbaşımız çok yaman adamdı doğrusu. Düşman ikinci taburla buluşuyordu. Arıburnu'na sırta gelince birden Yüzbaşımız Halis Efendi ayağından yaralandı. Atından atladı, çok kızgındı. Hepimizi yere yatırıp süngü taktırdı. Düşman sırta tırmanmış bize doğru geliyordu. Hemen ateş açtık. Hani biraz daha gecikseydik düşman sırta yerleşecekti. Aramızda mesafe gittikçe kapanıyordu. Halis Efendi süngü hücumu verdi. Allah-Allah sesleriyle sırttaki düşmana saldırdık, birbirimize girdik. Halis Bey muhtelif savaşlarda yaralanmış cesur bir askerdi. Fakat daima cesaretini tevazu ile gizler dururdu. "Tarih Konuşuyor" isimli mecmuada ona dair çıkan hatırada hatıra sahibi şöyle bahseder:

- Top ve mermilerin göz açtırmayacak şekilde üzerimize geldiği bir sırada Halis Beyin ayakta duruşu dikkatimi çekti, yaklaşıp "Kumandanım niçin hedef küçültmüyorsunuz?" dediğimde o askere metanet vermek için ayakta kalışını tevazu ifade eden şu sözlerle gizlemiştir: "Nasıl olsa kalkmayacakmıyız, bu ağır gövde ile yatıp kalkmak zor oluyor da onun için ayaktayım" diye cevap verdi.

27. Piyade alay Komutanı Mehmet Şefik'in ifadesiyle "çok kıymetli ve seci olan tabur komutanı Yüzbaşı Halis, yaralı olduğu halde dahi sağ yanını bu tehlikeli vaziyette bırakmak istemedi." Şeklinde bahsettiği bu kahraman asker maalesef bu savaşla ilgili olarak kendinden bahsetmemiş, büyük bir mütevazılık içinde kendi astlarının ve üstlerinin savaş içindeki fedakârlıklarından bahsetmiştir. Bizim de Halis Bey'i anlatırken başvurabileceğimiz en sağlam kaynaklar savaştaki kendi silah arkadaşlarının hatıraları ve Genel Kurmay askeri tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı yayınlarıdır.

Osmanlı Devleti 2 Ağustos 1914'te seferberliği ilan etmişti. Bu ilan doğrultusunda yarımadayı savunacak 3 Kolordu, 4 Ağustos 1914 tarihinde sefer teşkilatı kuruluşlarına geçmeye başlamıştı. 3. Kolorduya bağlı 9. Piyade tümeninin 27. Alayında önceleri Yüzbaşı Halis'i bölük komutanı olarak görmekteyiz. Ağustos 1914’te Yüzbaşı Halis'in birliği Karaçalı ile Saz liman arasındaki sahili korumakla görevlendirildi. Daha sonra 1914 Kasım'ında Uzunhızırlı-Kumköy civarında ordugâha yerleşme emri aldı. 2. Kasım 1914 tarihinde Ilgardere'ye hareket ederler. 9. Tümen

Karargâhı Maydos'a (Eceabat) taşınır. 27. Alay Komutanlığından vekâleten Binbaşı Şefik Aker atanır. 13 Kasım 1914'ten itibaren Şefik Bey'in komutasındaki Yüzbaşı Halis Yalova-Kumköy mıntıkasından Kocadere mıntıkasına gelip koşullanır. Daha sonra onun bağlı olduğu 3. tabur Maydos'a (Eceabat) gider. Şubat 1915 sonlarına kadar Yüzbaşı Halis Kabatepe-Arıburnu sahilini savunmakla görevli sağ yan müfrezesinin sol geri ihtiyatı olarak görev alır. Görev aldığı yer, boyun noktası olarak tanımladığımız Kakma dağ silsilesinin Kilitbahir platosunun üzerindeki Eğerli Tepe'ye ulaşan sırtının gerisindeki yerdir.

26 Şubat 1915 günü emriyle Yüzbaşı Halis 3 Tabur Komutanı olarak Kirte’ye 26. Alay emrine verilir. Bu tabur Seddülbahir Kalesinin ve civarının savunmasını üstlenmiştir. Karargâhını Arapkale'nin kuzeyine kurar. İşte burada meşhur Mehmet Çavuş'un Kahramanlık hikayesi Yüzbaşı Halis'in 3. taburunun 10. bölük takımlarından birinin 4 Mart 1915'te Seddülbahir'de keşif komanda çıkartması yapan İngiliz deniz piyade birliğine karşı bozulan tüfek mekanizmasının yerine taşla düşmana saldıran Mehmet Çavuş'un bu kahramanlığı, Halis Bey tarafından mıntıka komutanlığına bildirmiş ve bu taburunu Kocadere bölgesine kadar olan yeri savunmakla görevlendirilmiştir. 8 Nisan 1915 gecesi Halis Bey ve taburu Kabatepe'ye intikal eder. 21 Nisan 1915 gecesi 3. Tabur koruduğu bölgeyi Binbaşı İsmet'in 2. Taburuna teslim edip, Maydos'un batısındaki zeytinliğe yerleşir. 24. Nisan gecesi Halis Bey'in taburu Kabatepe'de gece tatbikatı yapmış ve Maydos'taki ordu karargâhına saat 2.00’de dönmüştür. Sabaha doğru Arıburnu’ndan top ve silah sesleri gelmesi üzerine alay komutanı emriyle silahbaşı yapar. Halis Bey askerinin ekmeğini dağıttırır. Taburundan bir bölüğü Çam burnundaki topçu bataryasına kılavuzluk etmek için bırakır. Diğer 3 bölükle Kakmadağ üzerindeki kıstaktan geçip Kilye ovasından Kavak dereye doğru yürüyerek Kavakdere başında 1. Taburla birleşir. Daha sonra alay Komutanının emrinde 3. Sırt tabir edilen topçular sırtında 165 rakımlı tepe (Kemalyeri) noktasından avcı hattında 2. Sırt'a doğru taarruza kalkan 27. Alay sağ kanadını teşkil eder. Halis Bey'in taarruz yönü merkez tepeden itibaren, boyun (Bombasırtı)-Kılıçbayı yönünde gelişmektedir.

Halis Bey'in en uçtaki 12. Bölüğünün İncebayır-Edirne sırtı kuzeyindeki taarruzunu emniyet altına almak için daha evvel sahili savunan 2. Tabura bağlı Asteğmen Mustafa komutasındaki takımında hücuma iştirak ettirerek düz tepe üzerinden düşmanın ilerlemesini engeller. Bu hücumlar sırasında Kılıçdere–Kesikdere arasında pazusundan yaralanır. Alay Komutanı Şefik Bey'in övgüyle ondan bahsederken sağ yanını tehlikeli vaziyette bırakmak istemedi dediği olay bu şekilde geçmektedir. Kan kaybının artması üzerine baygınlık geçireceği anda geriye sargı yerine götürülür. Yüzbaşı Halis’i 3. Taburun başında görmekteyiz. Mayıs başındaki Türk taarruzlarında 3. Tabur cephenin güney kanatta Kırmızısırt-Kanlısırt hattında cephede çarpışmaktadır. 16 Mayıs 1915'te cephenin yeni tanzimine göre kuzey kanatta yer alan 19. Tümen'in emrinde olan 27. Alayın 3. Taburu olarak boyun noktasının kuzeyinde (Bombasırtı) bölgesinde alayının sağ kanadını teşkil eder ve çok kanlı geçen 19 Mayıs taarruzlarında 2. cephe bölümünün gündüz hücumlarında 57. Alay üzerinden geriden getirilerek taarruza kaldırılır. Daha sonraki günlerde 4 Haziran 1915 saat 3:30' da ani ve şiddetli Anzak cephesinde Bombasırtı hücumunda 30 ve 31 no'lu siperleri kaybederiz. İşte Halis Bey'in bu kritik olay içinde 57. Alay’ın sağ cenahını çökmeyi kendi taburuna bağlı birliklerle koltuk teşkil ederek direnme oluşturmuş ve bilahare Şefik Bey'le müşterek yapılan planla az sayıda bombacı erlerle yapılan bomba taarruzu sonucu adı geçen siperler geri alınmıştır. Bilhassa 31. No'lu siperi tekrar alan birliğin Halis Bey'in 3. Tabur 4. bölük (12) takımları olduğunu görmekteyiz. Ağustos ayının 9'undan itibaren Alay Komutanı Şefik Bey 19. Tümene

Vekâlet edince, o zaman Binbaşı Halis Bey 27. Alay Komutanlığına atanmıştır. Binbaşı Halis 19. Tümen Komutanı emrinde düşman çekilene kadar verilen görevi başarıyla tamamlamıştır.

Aydın’a İz Bırakanlar Kervanına katılan Vatan Savunmasında Şehid olan Komutanlarımızdan, Çanakkale Cephesinin Kahraman Subayı 27. Alay Komutanı Binbaşı Halis Ataksor’un ruhu şad, mekânı cennet olsun. Yaptığı hizmetlerden dolayı Allah onun gibi komutanlardan razı olsun.

 C:UsersHpDesktopzeybek haber54.-Halis Ataksorgazete20241221_131638.jpg

Günver Hocamla birlikte yazdığımız ÇANAKKALE/AYDIN - AYDIN/ÇANAK- KALE Büyük Vatan Savunmasında Çanakkale Savaşlarında Şehit Olan Aydınlılar, adlı eseri Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu Aydın Büyükşehir Belediyesi Yayını olarak bastırmış ve Çanakkale Cephesinin Kahraman Subayı 27. Alay Komutanı Binbaşı Halis Ataksor’un yaşam öyküsünü okuyup, Aydınlı olduğunu öğrendikten sonra kahraman şehit subayımızın unutulmaması ve gelecek nesillerin hatırlaması amacıyla Gazipaşa Ortaokulunun giriş kapısının önündeki meydana büstünü yaptırmıştır. Kendisine bu duyarlılığı gösterdiğinden dolayı teşekkürlerimi sunarım.



C:UsersHpDesktopzeybek haber54.-Halis Ataksorgazete20241221_131701.jpg






Haftaya başka bir Aydın’a İz Bırakanlar kervanına katılan şahsın yaşam öyküsünde buluşmak üzere.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?