
Efeler Belediyesi’nin Olağan Meclis Toplantısı’nın Ağustos ayı 1’inci oturumuna katıldım.
Toplantı sonrası başkan Anıl Yetişkin’e, “Belediyenin SGK borcu var mı?” diye sordum.
Belediye ve iştiraklerinin 308 milyon lira borcu olduğunu ve dün itibariyle icra işlemi başlatıldığını söyledi.
*
Üç aydır başkanlık koltuğunda oturan Anıl Yetişkin, üç aylık sürede 600 milyon borcun bir kısmını ödedi.
Bu borçlardan biri de SGK borcuydu.
Belediyenin SGK borcu yok ama belediyeye ait şirketlerin var.
Peki bu borç üç ayda mı oldu?
Anlaşılıyor ki, topu topu 10 yıllık geçmişi olan Efeler Belediyesi’nin eski başkanları Mesut Özakcan ve Fatih Atay oğullarının üzerinden çok ciddi yolsuzluklar yapmakla itham edilirken, belediyenin borçlarını ödemekten kaçınmışlar.
*
Mesut Özakcan ile ilgili iddialarda toplamda 70 milyonluk servet elde ettiği yönündeyken, Fatih Atay ile ilgili iddialarda bu rakamın 600 milyon lira gibi gerçekten çok büyük bir rakama ulaştığı konuşuluyor.
Sadece spor kulübünden nakit 50 milyon kazandığı göz önüne alındığında bu rakamın doğru olduğu kanaati de uyanıyor.
*
Yaptıkları yolsuzluk iddiaları ile ilgili kısmı belediyenin yeni başkanına bırakıyorum.
Umarım peşini bırakmaz ve gereğini yapar.
Ancak kendi dönemlerinde yaptıkları özellikle SGK borcu için her iki başkanın da sorumlu olması gerekiyor.
Yok öyle “Yedik, içtik, eğlendik hadi güle güle” demek.
*
Öte yandan bu borç kime?
Devlete.
Belediye devlet kurumu değil mi?
Borç bu seviyeye gelene kadar ses çıkarmayan Ak Parti Hükümeti’nin bugün yapmaya çalıştığı şey çok açıktır.
Kamu olarak, bir kamu kurumunun hesaplarını dondurmak, icra takibi başlatmak “Biz size hizmet ettirmeyiz” demektir.
22 yıldır “Bizden olmayan yaşamasın” mantığı ile ülke yöneten iktidarın, son seçimlerden alması gereken dersi yine çok yanlış anladığını düşünüyorum.
Vatandaş bu yaptıklarınızı unutmayacak ve ilk seçimde tokadı daha da sert olacak.
*
Devletin bir kurumu, devletin başka bir kurumuna borç nedeniyle icra gönderirken, Belediye Meclisi devletin başka iki kurumuna Efeler Halkı’nın vergileriyle alınmış iki tane taşınmazı beş yıllığına bedelsiz verdi.
*
Koskoca bakanlıkların bütçesi yok mu ki, belediyeden yer talep ediyorlar hem de bedelsiz.
Kendi alacağına şahin olan devleti yönetenler, icra gönderdikleri belediyeden utanmadan bedelsiz yer tahsisi isteyebiliyor, bravo valla.
***
Dünkü toplantıda öne çıkan konu icra işlemi olmuş olsa da Başkan Yetişkin’e son çıkan hayvan yasasını da sordum.
Çok net bir şekilde yasayı uygulamayacağını söyledi.
Hayvan rehabilitasyon merkezinin bitmek üzere olduğunu ve kendisi başta olmak üzere belediye başkan yardımcıları ile tüm müdürlerin hayvan sahipleneceğini söyledi.
Belediye olarak hayvan sahiplenme kampanyasını kendilerinden başlatmış olmaları da ayrıca çok hoş olmuş.
***
AĞZINI TOPLAMAZSAN İNCİTİRLER GÜLÜM
Değinmek istediğim bir diğer konu da kendini araştırmacı yazar diye tanıtan ancak küfürsüz iki cümle kuramayan Ergün Poyraz konusu.
Geçtiğimiz günlerde zekasının kitap yazacak seviyede olmadığını yazmıştım.
Espri yapmak gibi espriyi anlamanın da zeka işi olduğundan örnek vermiştim.
*
Kuşadası’nda belediyenin ücretsiz verdiği çayı parayla satmaya çalışan, üçe beşe tamah eden bu kişinin biletini kesen Ömer Günel’e düşmanlık beslediğini herkes biliyor.
Ancak ne acıdır ki, Ömer Günel hakkında yazdığı hakaret ve küfürlere kimse ‘dur’ demiyor.
*
Ben bu zevatı eleştirirken, kitap yazacak entelektüel birikimi olmadığını, küfürsüz veya hakaretsiz cümle kuramadığını söylemiştim.
Bana cevap vermiş.
Aynen yayınlıyorum.
1- “Fetönün kalemşörü Cem, Birde yazarlık dersi veriyor”
2- “Fırıldak Cem, Ömer’in finosu kalmış benim hakkımda yalan ve iftiralara sarılıyor”
3- “Cem ulucan denen sahtekar sallamış durmuş”
4- “Fetönün köpeği Cem, Birde yazarlık dersi veriyor”
*
Öncelikle ‘birde’ yazarken “de” ayrı yazılır büyük araştırmacı yazar.
*
Bana ‘Fetöcü’ diyor, Ömer Günel’e ‘Fetöcü’ diyor, ‘köpek’ diyor, ‘fino’ diyor, ‘sahtekar’ diyor.
Ben bu yazdıklarına takmam, güler geçerim de, gazeteci Durmuş Tuna’ya annesini karıştırarak yazdığı bir cümle var ki, cinayet sebebi olabilir.
*
Bazı arkadaşlar, “Ergün Poyraz’a cevap ver” diyor.
Cevap vermiyorsam, iki cümle kuramadığımdan değil.
Ben kimin ne ‘bok’ olduğunu bilirim, sadece ‘kokmasın’ diye üstüne basmam.
GÜNÜN SÖZÜ
“..birini tanımak istersen, neyin peşinde olduğuna bak..”
GÜNÜN TESPİTİ
“..lügatında ne kadar çok kelime olursa olsun, kendini anlatmak için bazen ‘sessizliği’ seçersin..”
BEN
“..bana sıradan biriymişim gibi davranan kişileri sevmiyorum..”
KADINLAR&ERKEKLER
“..çapkın erkek yoktur.. doğru kadını ararken alternatifler arasında kaybolmuş masum, zavallı, narin ve kırılgan erkek vardır..”