
Zengin ve yakışıklı bir aristokrat olarak yemek yemeyi sevdiğim gibi, yemek yapmayı da çok seviyorum.
Her ne kadar siz fakirler benim yaptığım yemekleri bilmiyor olsanız da sevgili kayınpederim kıymetimi biliyor.
Geçen gün “Oğlum bu aralar yemek yapmıyorsun, yap şöyle bi afilli yemek de ağzımız tatlansın, midemiz bayram yapsın” dedi.
Hemen girdim mutfağa ve Fransızların meşhur yemeklerinden Blanquette De Veau yaptım.
Sevgili kayınpederim yemeğin adını söyleyemese de bayıla bayıla yedi.
*
Siz fakirler, biz zenginlerin yediği yemeklerin adını bile bilmiyorsunuz ama biz sizin bütün dertlerinizi biliyoruz.
Çocuğunuza okula giderken harçlık veremediğinizin farkındayız.
Kırtasiye masraflarını karşılamak için gece gündüz çalıştığınızın farkındayız.
Biz bir bardak çaya 35 lira verirken, sizin Büyükşehir’e ait işletmelerde 5 liradan satılan çayın 7 lira olmasına canınızın nasıl sıkıldığını biliyoruz.
*
Bütün bu ekonomik olumsuzlukları bildiğimiz gibi, Aydın gündemini boş muhabbetlerle oyalayan sözde muhalifleri de iyi biliyoruz.
*
Geçtiğimiz hafta Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel bir basın toplantısı düzenlemiş ve sınırsız soru sorulmasına izin vermişti.
Kendisine ve ailesine sürekli küfür eden sözde yazar Ergün Poyraz’ın kitabıyla ilgili de “Kitapta sadece iki erkek çocuğu babası olduğum kısmı doğru” diyerek ironi yapmıştı.
O toplantıda aslında öne çıkan birkaç konu bence önemli.
*
Birincisi kentini seven herkesin suni gündemden uzak durması gerekir.
Bu kenti yönetenlerin çok işi var.
İlla gündeme bir şey taşınacaksa, bu kentin sorunlarını taşıyın.
Bu kentin ihtiyaçlarını gündem yapın.
Suni gündem yaratarak, kamuoyunu meşgul etmeyin.
Yarattığınız suni gündemlerin bu kentin faydasına olmadığının farkına varın.
*
İkincisi özellikle Kuşadası’nda çok fazla sahte sosyal medya hesabı var.
Bu sahte sosyal medya hesapları üzerinden yalan, yanlış haberler üretilerek kamuoyu yönlendirilmeye çalışılıyor.
İşin kötü tarafı muhalefet de bu sahtecilerin peşine takılmış, bu şekilde muhalefet yaptıklarını zannediyorlar.
*
Muhalefet yapmak da sonuçta siyaset sanatının bir parçasıdır.
Anladığım kadarıyla Kuşadası muhalifleri bu sanattan pek anlamıyor.
Kuşadası’nda muhalefet yaptıklarını zannedenler Ömer Günel’in şahsına ve ailesine dil uzatarak siyaset de başarılı olacaklarını zannediyorlar.
Oysa, kenti yönetenlere yalan yanlış iddialarla saldırmak, iftira atmak, hakaret etmek, kumpas kurmaya çalışmak kente fayda sağlamaz.
Kenti yönetenlere saldırmak için yaptırdığınız olumsuz haberler de ancak yaşadığınız kente zarar verir.
Örneğin Ömer Günel’e düşmanlığınızı “Kuşadası’nı pislik götürüyor” diye haber veya sahte hesaplardan benzer paylaşımlar yaptırarak gösterdiğinizde kaybeden Kuşadası turizmi, dolayısıyla turizmden geçinen insanlar olur.
*
Kişisel olarak siyasi rant elde etmek uğruna yapılan muhalefet, muhalefet değildir.
Unutmayın, Allah size o dili yalan söyleyin, başkalarının ayıplarını anlatın diye vermedi.
Sizin de ayıplarınız var, başkalarının da dilleri.
GÜNÜN SÖZÜ
“..frenleri tamir edemeyen usta, kornanın sesini yükseltir..”
GÜNÜN TESPİTİ
“..bazı insanlar sahip olmadıkları kalitenin, ait olmadıkları kişiliğin ve yaşayamadıkları mutluluğun reklamını iyi yaparlar..”
BEN
“..herkes ‘bedel ödedim’ diyor.. sanki ben veresiye yazdırdım..”
KADINLAR&ERKEKLER
“..bir kadının erkeğin aklının onda kalması için çok güzel, aşk dolu, şık veya zarif olmasına gerek yok.. kadın, erkeğin kredi kartını alsın, erkeğin aklı zaten kadında kalır..”