İlkokula giderken Allah ömür versin öğretmenim Meryem Cantürk, her öğrencisine “Büyüyünce ne olacaksın?” diye sorardı.
Her kafadan bir ses çıkar, “Öğretmen, mühendis, mimar, doktor” gibi herkes hangi mesleği seçmek istediğini söylerdi.
Ben de “Gazeteci” derdim.
O dönemki arkadaşlarım hayallerini gerçekleştirdi mi inanın bilmiyorum ama ben dört dörtlük olamasam da kenarından kıyısından gazeteci oldum.
1995 yılında başladığım bu meslekte, en çok sevdiğim konu polisiye olaylar oldu.
Devletimi ve mensubu olduğum kadim milletimi sevdiğim gibi ‘devletin’ polisini ve ‘devletin’ askerini de öyle sevdim.
Devleti, milleti, polisi ve askeri de öyle körü körüne sevmedim.
Yanlış yapılan işe ‘yanlış’ demesini bildim.
Hatırlarsınız bu köşede bile polisin bazı tasvip etmediğim tavır ve davranışlarını eleştirdim.
*
Hafta sonu, motosikletli bir trafik polisi ile kızını sınava yetiştirmeye çalışan hem siyasetçi hem de iş insanı olduğunu öğrendiğim Harita Mühendisi Mehmet Demir arasında bir olay yaşandı.
Aydın’ın Dengesiz bir gazetesi tarafından yapılan haberi okuduğumda ilk tepkim, “Kesin böyle olmamıştır” demek oldu.
Yılların getirdiği tecrübe olsa gerek bir haberi kimin yaptığına göre doğru mu yalan mı olduğunu anlayabiliyorum.
*
Olayı araştırdım.
Hafta sonu saat 10.00’da başlayacak olan sınava kızını getiren Çineli Mehmet Demir, saat 08.00 sıralarında Muğla Bulvarı, yani Yeni Dört Yol Kavşağı’ndaki yaya geçidine aracını park eder.
Bu sırada sınava gitmek için minibüse binmek isteyen bir grup öğrenci de yolun karşısına geçmek için yaya geçidine gelir.
Mehmet Demir’in aracı yaya geçidinde olduğu için bir zorluk yaşanır ve bölgede görevli Motosikletli Trafik Polisi, yaya geçidini açmasını ister.
Mehmet Demir sinirlenir ve “Alırız lan, tamam” diye cevap verir, bazı el hareketleri ile de polis memurunu aşağılar.
Sonra araca biner ve polisin üzerine doğru manevra
yaparak kavşaktaki kırmızı ışıkta durur.
*
Trafik Polisi de motosikletiyle yanına yaklaşır ve evraklarını ister.
Mehmet Demir, cevap vermez ve aniden gaza basarak hareket eder.
Doğal olarak bu bir kaçma girişimi olarak algılanır ve polis takibe başlar.
Yahya Kemal Caddesi’nin olduğu kısma geldiklerinde bu kez sürücü Mehmet Demir, aracıyla trafik polisine çarpmaya çalışır.
*
Düşünsenize hareket halindeki motosiklete azıcık değse bile motosiklet devrilebilir ve polis memuru ölebilirdi.
Bu kovalamaca Forum Kavşağı diye bildiğimiz noktada son bulur.
*
Trafiğin sıkıştığı ışıklarda polis memuru aracın önüne geçer.
Mehmet Demir bu kez de motosikleti öndeki arabayla kendi arabasına sıkıştırır.
Sıkışan motordan inemeyen polis memuruna, “Sen kimsin benim önümü kesiyorsun, üzerine sürdüm gebertemedim, seni şimdi ezerim, defol git başımdan” diyerek saldırmaya çalışır, gelen takviye ekipler sayesinde polis memuru yara almadan kurtulur.
*
Gelen takviye ekiplerinin de evraklarını istemelerine direnen Mehmet Demir, kızını sınava yetiştireceğini mazeret olarak gösterir ve plakasına ceza yazılmasını isteyerek direnir.
Kızının arkasına sığınan Mehmet Demir’in olayı artık bir hatalı park olayından çıkmış, memura mukavemet, hakaret, kasten hayatını tehlikeye atmak, diğer sürücüleri de tehlikeye atmak gibi zincirleme bir suç haline gelmiştir.
Direnmeye devam edince de doğal olarak yere yatırılır ve kelepçelenir.
Sonrasında olay yerine gelen bir komiserin kızını sınava götürmesine müsaade etmesi üzerine salınır ama adli işlem de başlatılır.
*
Mehmet Demir’in karıştığı ve kızını sınava yetiştirmeyi mazeret olarak sunduğu bu olay 08.00 sıralarında yaşandı.
Oysa sınav saat: 10.00’da başlayacaktı.
Yani bir sürü suç işleyip, kızının arkasına sığındığı çok açık.
Sınavdan sonra Efeler Polis Merkezi’nde ifadesi alınan Mehmet Demir’in ehliyetine el konuldu ve sonrasında yapılan incelemeler neticesinde ehliyeti iptal edildi.
Yani Mehmet Demir’in tekrar trafiğe çıkması için temel trafik eğitimi ve doktordan trafiğe çıkabilir raporu alması gerekiyor.
*
Tabi bütün bu olaylar yaşandıktan sonra kızının arkasına sığınarak paçayı kurtaramayacağını anlayan Mehmet Demir, koşa koşa Dengesizlerin kendinden bile ‘emin’ olmayanına koştu.
“Bir de onların arkasına sığınayım, belki yırtarım” diye düşünmüş olmalı ki, eskiden beri iyi tanıştığı arkadaşından yaşadıklarını basın yoluyla manipüle etmesini istedi.
Yalan haber yapma ve yayma ustası arkadaş da kendince gereğini yaptı ve kamuoyu oluşturup, polisi kötülemek için elinden geleni yaptı.
*
Şimdi ben bütün bunları anlattım.
“Kendinden bile emin olmayanı sevmiyorsun o yüzden yazdın” diyen olabilir.
“Polisi askeri sevdiğini söylüyorsun o yüzden yazdın” diyen de olabilir.
Evet, her ikisi de doğru.
Dengesizleri günahım kadar sevmem ancak benim ‘doğruyu’ yazmak gibi bir alışkanlığım var.
*
Anlattıklarımın polis olmayan düz sade vatandaş tanıkları var.
Anlattıklarımın kamera kayıtları var.
Mobese kayıtları da var.
O yüzden bunların sizi manipüle etmesine izin vermeyin.
O gazetede yazan her şeyi üç beş kez analiz edin, körü körüne inanmayın.
GÜNÜN SÖZÜ
“..birine en çok iki kez git, sonra da onun gelmesini bekle.. gelmiyorsa bir daha gitme..”
GÜNÜN TESPİTİ
“..dünya herkesin ‘ihtiyacına’ yetecek kadarını sağlar.. herkesin ‘hırsına’ yetecek kadarını değil..”
BEN
“..sanırım göz doktoruna gitme vaktim geldi.. ne zaman ‘cüzdanıma’ baksam hiçbir şey göremiyorum..”
KADINLAR&ERKEKLER
“..gerçek erkek, sadece sevdiği kadına ait olandır..”
