
Röpteşambırımı giyip, büyük kızım Öyküm’ün akşamdan hazırladığı karpuz suyumu yudumlayarak başladım güne.
Öyküm aşmış kendini bir de efsane kek yapmış.
“Kızım sen bunlarla mı uğraşıyorsun?” dedim.
“Ne yapayım, yaz tatilini evde geçiriyorum. Uğraşacak bir şeyler lazım” diyerek tatile götürmediğim için inceden bir ayar verdi.
Öyküm 12 yaşında ve zekası kendisine “Araştırmacı-Yazar” diyen birinden daha gelişmiş.
Küfür ve hakaret etmeden laf sokmayı biliyor.
*
Akşamüstü ise 22 aylık kızım Gecem ile annesini inatlaşırken buldum.
Karakaşlı, kara gözlü kızım Gecem, kendisini “Kara gözlüm” diyen annesi ile inatlaşıyordu.
Annesi “Kara gözlüm” dedikçe, yarım yamalak konuşmasıyla itiraz ediyor ve yeşil gözlü olduğunu iddia ediyordu.
Gecem, 22 aylık.
Dokuz aylıkkenden beri iki eliyle de ‘nah’ yapmayı biliyor ama kendi inandığı doğruları yarım yamalak araştırmacı-yazara nispet yaparcasına küfürsüz savunabiliyor.
***
Biliyorsunuz günlerdir Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik öneren yasa teklifi tartışılıyor.
“Uyutulma” adı altında köpeklerin öldürülmesi görüşülüyor.
Allah’ın verdiği canı almak için, Allah’ın can verdiği bir grup insan buna karar verecek.
Oysa, yüce yaratan En'âm Suresi, 38’inci ayetinde “Yerde yürüyen hayvan ve iki kanadıyla uçan kuşlardan hepsi, ancak sizin gibi ümmetlerdir” diyor.
*
Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs da bir hadis-i şerifinde: Resulullah buyurdular ki, ‘Merhametli olanlara Rahman merhamet eder. Sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semada bulunanlar da size merhamet etsinler’ diyerek Hz. Muhammet’in sözlerini aktarıyor.
*
İslamiyet öncesinde de kadim Türk milleti hayvanlara saygı duymuş, avlanma bile bilinçli yapılmış ve doğanın dengesi hep gözetilmiştir.
Kaldı ki, yine İslamiyet öncesi kadim Türkler soyun bir dişi kurttan geldiğine inanmıştır.
Kuttan evcilleştirilen köpek, Türk Mitolojisinde sadık bir dost olarak kabul edilmiştir ve halen de öyledir.
*
Köpekler, evcilleştirildiği ilk andan itibaren insanlara yardım etmeye yönelmiştir.
Avını yakalama da, yiyecek bulmada, tehlikeleri sezerek sahibini korumada yardımcı olmuştur.
Günümüzde köpeklerden toplumsal asayiş, iz sürme, narkotik, arama kurtarma gibi alanlarda yararlanılıyor.
Hatırlayın, depremde onlar sayesinde birçok can kurtarıldı.
*
Şimdi bakıyorum da kendisini dindar olarak tanımlayanlar, yüce Allah’ın ‘ümmet’ olarak kabul ettiği canlılara kıymayı tartışıyor.
Kendisini Türk Milliyetçisi olarak tanımlayanlar, kadim atalarının inançlarına ihanet etmeyi düşünüyor.
*
Oysa gerçekler rakamlarla ortada.
Ülkemizde, yıllık kadın cinayeti 315 ayrıca 248 de şüpheli kadın ölümü var.
Cinayet ortalaması 876
Çocuk istismarı 23 bin.
Cinsel istismar 29 bin.
Türkiye'de geçen yıl 1 milyon 314 bin 136 trafik kazası oldu, kazalarda 6 bin 548 kişi öldü, 350 bin 855 kişi yaralandı.
Bunca ölümün olduğu ülkemizde istatistiklere göre sadece 182 köpek saldırısı gerçekleşti.
*
Görevi insanı da, hayvanı da, doğayı da yaşatmak olan devleti yönetenler 182 olumsuz örnek nedeniyle 30 milyon köpeği öldürmek istiyor.
Görevi ‘yaşatmak’ olan devleti yönetenler, 23 bin çocuk istismarına, 29 bin cinsel istismara ve net sayısı belli olmayan kadın cinayetlerine karşı kör, sağır, dilsiz olmayı tercih ediyorlar.
*
Çözüm öldürmek, yok etmek, yasaklamak olmamalı.
Trafik kazası oluyor diye araba satışı yasaklanmıyorsa, kadını öldürdü diye erkek öldürülmüyorsa, cinsel istismarda bulundu diye çükü kesilmiyorsa, üç beş olumsuz örnek var diye köpekler öldürülemez.
GÜNÜN SÖZÜ
“..insanlığı ‘çıplak’ olana, hiçbir ‘ahlak’ kuralını giydiremezsin..”
GÜNÜN TESPİTİ
“..kokan ayaksa ‘çorap’ değiştirmenin anlamı olmaz..”
BEN
“..en sevdiğim seyahat ‘burnumun dikine’ gitmektir..”
KADINLAR&ERKEKLER
“..bir erkeğin başını öne eğdiren tek şey, ‘ulan yine fermuarı açık mı unuttuk’ korkusudur..”