Sevim, bu kararı "hukuk dışı" ve "korkakça bir strateji" olarak nitelendirerek, iktidarın seçimle kazanamayacağı bir rakibe karşı etik ve hukuki sınırları aştığını ifade etti.
Sevim, İmamoğlu'nun diplomasının iptalinin sadece kişisel bir husumet olmadığını, aynı zamanda halkın özgür iradesine yapılan bir müdahale olduğunu vurguladı. Bu tür uygulamaların Türkiye'nin adalet ve demokrasi anlayışını zedelediğini belirten Sevim, "Ne yaparsanız yapın halkın iktidarını engelleyemeyeceksiniz!
İktidarınızın, Ekrem İmamoğlu’nu yola devam etmekten alıkoymak için uyguladığı bu hukuk dışı hamle, yalnızca kişisel bir husumetten ibaret değildir. Bu durum, aynı zamanda sizin ve liderinizin seçimle kazanamayacağı bir rakibe karşı, tüm hukuki ve etik sınırları aşarak, önünü kesmeye yönelik uyguladığınız korkakça bir stratejidir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karşınızda Sayın İmamoğlu’nu güçlü bir rakip olarak gördüğünüz için, bu tür keyfi uygulamalarla halkın iradesini hiçe saymaya devam ediyorsunuz. Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi, Türkiye’nin adalet ve demokrasi anlayışını sorgulatan, haksız ve hukuksuz bir karardır. Bu hamle, Türkiye’deki siyasi iklimi ve halkın güvenini daha da zedeleyecek, adaletin ve özgürlüğün önünü tıkayacaktır. Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali, kişisel bir mağduriyetin ötesinde, tüm halkın özgür iradesine yapılan bir müdahale olarak tarihe geçecektir. İktidarınızın bu hukuksuz girişimi, sadece Ekrem İmamoğlu’nu hedef almakla kalmıyor; aynı zamanda tüm halkın demokratik haklarını, özgür iradesini ve seçme hakkını tehdit ediyor. Bu tür haksız uygulamalara karşı durmak, sadece bir kişinin değil, toplum olarak hepimizin ortak sorumluluğudur" dedi.
